TOPLUM 

BOĞAZ’DAN ADANA’YA İÇ BURKAN BİR YOLCULUK

90’lı yılların başlarıydı. Üsküdar’da bir balık lokantasında yemek yiyoruz. Uluslararası bir şirketin davetlisiyiz. Vakit öğle sonrasının akşama yakın zamanları… Karşımızda muhteşem BoğazGalata Kulesi, Süleymaniye, Topkapı, Haliç, Karaköy ve tabii ki Kız Kulesi… Masada balık, rakı, roka üçlüsü ve diğer enfes mezeler, bolca muhabbet…

O zamanlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Nurettin Sözen’in ‘Park Otel muharebesi’, Türkiye’nin en baba gündemini oluşturuyor. Nurettin Sözen, “Boğaz’ın siluetini bozdurmam” diyor ve otel inşaatının fazladan çıkılan katlarının yıkılmasını istiyor. Medyanın neredeyse tamamı, ekâbir kamuoyu, neredeyse herkes ama herkes Nurettin Sözen’in karşısında… Sözen’i ekonomiyi baltalamakla, dinozorlukla, uçuşa geçmiş Türkiye’nin önünü kesmekle ve benzer envaı çeşit şeyle suçluyorlar.

Bu konu tabii ki bizim masayı da ziyaret etti bir süre. Masadan hayran hayran Boğaz’ı seyrederken, bizi davet eden şirketin yetkilisi, “Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?” diye sordu. Ben de Nurettin Sözen’e hak verdiğimi, Boğaz’ın siluetinin korunmasını, bu güzelliğin gökdelenlerle gölgelenmemesi gerektiğini söyledim.

Aldığım cevap aşağı yukarı şöyleydi:

Gökdelenlerden niye rahatsız oluyorsunuz, anlamıyorum. Gökdelen çağdaşlık demektir. Tüm dünyanın hayran olduğu, herkesin çok iyi bildiği ve tanıdığı Boğaz’da yükselecek gökdelenler, modern Türkiye’nin dünyaya açılan yüzü olacaktır.

Bu tartışma, masadaki diğer arkadaşların da katılmasıyla, akşamın ilerleyen saatlerine kadar sürdü. Avrupa’dan, Amerika’dan ve diğer başka ülkelerden örnekler verildi bol bol. Hemen herkes aynı görüşteydi. Ben, birkaç arkadaşla birlikte azınlıkta kalmıştım.

Köprülerin altından çok sular aktı. Bugünlere geldik.

Yukarıdaki fotoğrafa geçtiğimiz günlerde internette rastladım; sosyal medya hesabımda paylaştım ve altına da şu satırları yazdım:

Nurettin Sözen, İstanbul’un siluetini korumak için nasıl da direnmiş, güzeller güzeli Boğaz’a siyasi geleceği pahasına sahip çıkmıştı. O zaman Sözen’i adeta linç edenler, Boğaz’ın bu halinden memnunlar mı acaba?

Evet… Aynı soruyu yine sorayım:

O zaman Sözen’i adeta linç edenler, Boğaz’ın bu halinden memnunlar mı acaba?

Ve yeri gelmişken bir soru da Adanalılara sorayım:

Güzeller güzeli Seyhan Baraj Gölü’nün batı yakasını geçtiğimiz yıllarda araya verdik; şimdi de mavi ve yeşilin ruhumuzu ferahlattığı doğu yakasını üç günlük dünya nimetleri için harcıyoruz. Eminim ki ondan sonra, sırtını görkemli Toroslara yaslamış kuzey yakasına sıra gelecek. Seyhan Baraj Gölü’nün bu halinden memnun muyuz? Huzurlu muyuz? Mutlu muyuz? Vicdanımız rahat mı?

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar